Siber Zorbalık ve Çocuklar Üzerindeki Etkileri
Okulların tatile girmesiyle birlikte, çocuklar serbest zamanlarını akıllı telefonlar, tabletler ve bilgisayarlar başında geçiriyor. Bu durum, eğlenirken öğrenmenin yanı sıra, siber zorbalık gibi ciddi riskleri de beraberinde getiriyor. Ebeveynlerin en büyük endişeleri arasında, çocuklarının internette kimlerle iletişim kurduğu, hangi içeriklere eriştiği ve dijital ortamda karşılaşabilecekleri tehditlere karşı nasıl önlem alabilecekleri yer alıyor. Günümüzde, dijital dünyada karşılaşılan siber zorbalık olgusu, fiziksel zorbalıktan farklı olarak, çocukların ekran başında da devam edebiliyor.
Siber Zorbalığın Günümüzdeki Yeni Yüzü
Siber zorbalık, bir çocuğun veya ergenin, başka bir çocuk, ergen ya da yetişkin tarafından internet, sosyal medya platformları, mesajlaşma uygulamaları veya oyun içi sohbetler aracılığıyla psikolojik şiddete uğramasıdır. Eskiden sadece okul koridorlarında veya sokakta gerçekleşen zorbalıklar, artık dijital ortamlar sayesinde 24 saat devam edebiliyor. Özellikle anonim uygulamalar ve çok kişilik sohbet platformları, zorbalığın yeni ve daha karmaşık biçimlerini ortaya çıkarıyor.
Uzmanlardan Ebeveynlere ve Çocuklara 7 Temel Tavsiye
İşte ESET Türkiye Ürün ve Pazarlama Müdürü Can Erginkurban’ın, çocukları siber zorbalıktan korumak amacıyla ebeveynlere ve çocuklara önerdiği 7 önemli adım:
- Ortak Kurallar Belirleyin: Çocuklarınızla birlikte, bilgisayar, tablet ve akıllı telefon kullanımıyla ilgili kurallar koyun. Bu kuralları birlikte belirlemek, onların kurallara uyma konusunda daha istekli olmalarını sağlar. Neden bu kuralların olduğunu açıklayarak, onların anlayışını pekiştirebilirsiniz.
- Gizlilik ve Güvenlik Bilincini Aşılayın: Çocuklara, internette kişisel bilgilerini paylaşmamaları gerektiğini öğretin. Profil gizlilik ayarlarını birlikte inceleyin ve düzenleyin. Ayrıca, gerçek hayatta yabancılara kişisel bilgilerini vermemeleri konusunda farkındalık oluşturun.
- Kamera ve Mikrofon Güvenliğine Dikkat Edin: Akıllı cihazlarda bulunan kamera ve mikrofonlar, kötü niyetli kişiler tarafından uzaktan erişilebilir hale gelebilir. Bu nedenle, web kameralarının ve mikrofonların kullanım izinlerini düzenli olarak kontrol edin ve gerekmedikçe devre dışı bırakın.
- Arkadaş Listelerini Denetleyin: Çocuklarınızın sosyal medya hesaplarındaki arkadaş listesine göz atın. “Herkese açık” veya “Arkadaşının arkadaşı” gibi geniş paylaşım yapma alışkanlıklarının yerine, daha kontrollü ve bilinçli paylaşımları teşvik edin. Gelen arkadaşlık isteklerini otomatik kabul etmemeleri konusunda bilgilendirin.
- Güncelleme ve Güvenlik Yazılımını İhmal Etmeyin: İşletim sistemi, uygulamalar ve güvenlik yazılımlarını düzenli olarak güncelleyerek, en yeni tehditlere karşı koruma sağlayın. Güncellemeler, güvenlik açıklarını kapatmak ve cihazların performansını artırmak adına önemlidir.
- Dijital Ayak İzini Anlatın: İnternete yüklenen hiçbir içerik tamamen silinmez. Bir çocuk tarafından paylaşılan fotoğraf veya hikâye, ekran görüntüsü alınarak başka kişilerle paylaşılabilir. Bu yüzden, çocuklarınıza paylaştıkları içeriklerin kalıcı olabileceğini anlatın.
- Paylaşımda Dikkatli Olmalarını Sağlayın: Çocuklar, sadece eğlenceli anlarını paylaşmak isterken, kötü niyetli kişilerin eline koz verebilirler. “Bu fotoğraf veya hikâye başkalarının eline geçerse nasıl hissederdin?” sorusunu sorarak, paylaşım konusunda bilinçli olmalarını sağlayın.
Yasaklama yerine bilinçlendirme yaklaşımı
Uzmanlar, çocukların dijital dünyada güvenli olabilmeleri için yasaklamadan çok, bilinçli ve farkındalık sahibi olmalarının önemini vurguluyor. Çocuklara, ne izlediği, kiminle iletişim kurduğu ve hangi içeriklere eriştiği konusunda açık ve samimi bir iletişim kurmak, uzun vadede en etkili koruma yöntemidir.
İnternet ve dijital teknolojilerin hayatımızda giderek daha fazla yer aldığı günümüzde, ebeveynlerin bilinçli yaklaşımı ve çocuklara sağlanan doğru eğitim, siber zorbalığa karşı en güçlü savunma hattını oluşturuyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı