Teknoloji devi Microsoft, sürdürülebilirlik alanında çığır açacak yeni bir girişimle karbon ayak izini azaltmayı amaçlıyor. Şirket, insan atıklarını yer yüzeyinden yaklaşık 1.524 metre (5.000 feet) derinliğe pompalayarak doğrudan yeraltına yerleştirmeyi planlıyor. Bu yöntem, karbon salınımını azaltmak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek adına oldukça yenilikçi ve iddialı bir adım olarak görülüyor.
Perşembe günü yapılan açıklamada, Microsoft Vaulted Deep isimli şirketten 4,9 milyon metrik ton kalıcı karbondioksit giderimi satın alma anlaşması imzaladı. Bu proje kapsamında, atık maddeleri derin yeraltı ortamına enjekte edilerek, karşılığında karbon kredileri elde edilecek. Bu krediler, şirketin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol oynayacak.
Vaulted Deep ve Bioslurry Teknolojisi
Vaulted Deep’in geliştirdiği teknoloji, bioslurry adı verilen organik atık karışımını kullanıyor. Bu karışım, insan ve çiftlik atıklarının farklı oranlarda bir araya gelmesiyle oluşuyor ve doğal kaya katmanlarının altına derin borularla enjekte ediliyor. Julia Reichelstein adlı şirketin kurucu ortağı ve CEO’su, bu yöntemi şu sözlerle açıklıyor:
- “Farklı organik atık türlerini alıyoruz,”
- “Bunlar çoğunlukla çamurlu, yüzeyde sorun yaratan kirli ve organik maddeler,”
- “Biz ise bu atıkları alıp, derin yeraltına göndererek kalıcı karbon giderimi sağlıyoruz.”
Geleneksel yöntemlerde, bu tarz slurry’ler genellikle katı, sıvı veya gaz halinde olurlar ve işlenmesi oldukça zordur. Çoğu zaman tarlalarda bırakılan bu atıklar, su kaynaklarına ve çevreye zararlı kimyasallar olan PFAS (kalıcı kimyasallar) sızdırabilir. Ancak Vaulted Deep, bu slurry’leri doğal kaya formasyonlarının altına güvenli bir şekilde enjekte ederek, karbonun yeraltında kalıcı olarak depolanmasını sağlıyor.
Karbon Kredileri ve Ekonomik Değerler
Şirket, yer altına enjekte edilen karbon miktarına bağlı olarak karbon kredisi satıyor. Günümüzde, bu kredilerin piyasa değeri metrik ton başına yaklaşık 350 dolar civarında seyrediyor. Bu yöntem, hem çevresel hem de ekonomik açıdan sürdürülebilir bir çözüm sunarak, şirketlerin karbon ayak izlerini azaltmalarına ve iklim politikalarına uygun hareket etmelerine olanak tanıyor.