Türkiye’de Nüfus Alarmı: Doğurganlık Hızı “Kritik Eşığın” Altında
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri ve uzman değerlendirmeleri, Türkiye’nin demografik yapısında geri dönülemez bir yola girmek üzere olduğunu ortaya koydu. 2014 yılından bu yana aralıksız düşen doğurganlık hızı, 2024 itibarıyla 1,48 seviyesine gerileyerek nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,1’in çok altında kaldı. Uzmanlar, bu düşüşün sadece nüfus artışını durdurmakla kalmayıp; iş gücü kaybı, sosyal güvenlik sisteminin çökmesi ve yaşlı bakım maliyetlerinin artması gibi ciddi yapısal sorunlara yol açacağını konusunda uyarıyor.Rakamlarla 11 Yıllık DüşüşTÜİK verilerine göre, bir kadının doğurganlık dönemi boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısını ifade eden “toplam doğurganlık hızı” 2001 yılında 2,38 seviyesindeydi. 2014 yılından itibaren başlayan kesintisiz düşüş, Türkiye’yi demografik bir krizin eşiğine getirdi.
- Sezaryen Doğum: Türkiye, sezaryen doğum oranlarında dünyada ilk sırada. Bu durum ve geç evlilikler, ailelerin isteseler bile 2 veya 3. çocuğu yapmalarını zorlaştırıyor.
- Yalnızlaşan Toplum: Şu an her 5 haneden 1’inde tek kişi yaşıyor. Bu grubun %35’ini 55 yaş üstü kadınlar oluşturuyor.
“Sadece Ekonomi Değil, Kültür Meselesi”Milli Savunma Üniversitesi Deniz Harp Okulu Dekanı Prof. Dr. Cemalettin Şahin, nüfus düşüşünün sadece ekonomik nedenlere bağlanmasının yanlış olduğunu savundu. Şahin, “Öyle olsaydı İsveç, Norveç ve Almanya’nın nüfusu artardı. Zengin ülkelerin nüfusu artmıyor, bu bir kültür işidir” ifadelerini kullandı. Şahin, nüfusun toparlanması için “topyekun seferberlik” çağrısında bulunarak şu önerileri getirdi:
- Konut Mimarisi: 1+1 ve 2+1 evler çocuklu aileler için yetersiz, konut kültürü değişmeli.
- Eğitim Süreleri: Eğitim sürelerinin kısaltılması ve yeniden düzenlenmesi gerekiyor.
Kaynak: TÜİK




Yorumlar kapalı.